18 Şubat 2008 Pazartesi

SONSUZA DEK ÇEVRİMDIŞI


Bu günkü yazının konusu “ÖLÜM”… Hayata dair başlığına bir nevi tezat yani… Aslında pek çok yanıyla hayatın tam içinde bir konudur ölüm, hepimiz biliriz bir gün öleceğimizi ama bahsetmekten ve de düşünmekten kaçınırız ölümümüzü ve çoğu zaman unutmak istercesine yaşarız hayatı ölüme inat…Planlar, birikimler, yatırımlar hiç ölmeyecek mişcesine bir hırsa kapılırız, ölümün çok yakın olduğunu bildiğimiz halde hemde… Şimdi bu satırları okurken bazı arkadaşlarımın “ Lan olum nerden buldun bu sevimsiz konuyu” demesini duyar gibiyim”))) Deprem gerçeği, trafik kazaları, cinayetler, kazalar daha bir çok neden yaşadığımız çağda daha bir yakınlaştırdı ölümü insanoğlu' na ve yine insanoğlu “ecel gelirse cihan’ e baş ağrısı bahane” deyimleri ile karşıladı “her nefis ölümü tadacaktır “ Ayetini…Ecel şerbetini içtiğimizde imam guslü aldırıp pamuğu tıkadıktan sonra))) bir tabut içinde çıkaracaklar akrabalarımız ve cenaze cemaatimizin önüne, bunun bir anlamı da şudur : artık sonsuza dek kadar çevrimdışı sınız, asla ve asla online olamayacaksınız ))) format bile atsalar nafile…! önümüzdeki cemaat artık e-mail yollayamayacak belki ruhumuza fatiha yollarlar akıllarına gelirse ))) hani bilgisayarımıza virüs girince panikliyoruz ya..!, bakalım kara toprak‘ta her bir yanımıza, yılanlar, çıyanlar girince ne halt edeceğiz))) Böyle bir şey ölüm işte… popçular bile maytap geçer insanın bu çaresizliği ile “herkes cennete gitmek ister, ama ölmek isteyen yok” deyip de, mal sahibi, mülk sahibi hani bunun ilk sahibi en ünlülerinden bu şarkıların ama söyleyen de mal üstüne mal koyma telaşındadır nedense ? biz de yazıyı fazla uzatmadan hayyam dan bir rubai ile son verelim.
Neme lazım tamamlayamadan ani bir kalp krizi, yada şiddetli bir deprem olur ölür gideriz. ))))))

Kimler geldi bu dünya’ya, neler neler istediler
Sonra hepsi bu dünya'yı bırakıp gittiler,
Sen şimdi hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
Ya işte onlar da senin gibiydiler.

Hiç yorum yok: